Tekart, Mehmet Yalçın ve Yıldırım Yalçın kardeşler tarafından Beykoz’da kurulan, Beykoz cam sanatı ve Türk el sanatlarına uygun ev ve mutfak aksesuar ürünleri üreten, züccaciye alanında hizmet veren bir markadır. Markanın kurucularından olan Mehmet Bey ile markanın konumlandırması, imajı ve hedef kitlesi konuları üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Ben Mehmet Yalçın, 1971 İstanbul doğumluyum. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteye başladım. Üniversiteye 1 yıl gittikten sonra maddi sebeplerden dolayı okulu bıraktım ve ticarete atıldım. Bu iş benim baba mesleğim. Bu işe 1989’da başladım ve 1989’dan beri bu işi yapıyorum. İşimi seviyorum. İnşallah benim oğullarım da benim işimi devam ettirirler diye ümit ediyorum.
Markanızı kısaca tanıtabilir misiniz? Ne üretiyorsunuz?
Biz züccaciye alanında hizmet veriyoruz. Cam fabrikalarından aldığımız sade ürünleri, Türk el sanatlarına uygun motiflerle, bazı teknikler ve madenler kullanarak, özellikle altını kullanarak işliyoruz. Ürettiğimiz ürünü Türkiye’deki seçkin züccaciye ve aksesuar mağazalarında satışa sunuyoruz.
Markanın kuruluş hikayesi nedir ve markanın ismini neden Tekart koydunuz?
Babamın yanında bu işi öğrendik. Abimle beraber de bir iş kurmak istiyorduk. Kısacası bilip yaptığımız işi ticarete döktük. İsim olarak, kolay bir isim olsun, akılda kalsın ve bir çırpıda ağızdan çıkabilsin istedik. Yaptığımız iş neticede bir sanat olduğu için sanat kelimesini de içersin dedik. Onun için Tekart adında bir isim koyduk.
Markanızı neden Beykoz ilçesinde kurdunuz? Beykoz cam sanatı ile bir ilgisi var mı?
Evet, var. Biz 1989’dan beri yani cam işine başladığımızdan beri hep Beykoz’da çalıştık. Malum Paşabahçe’den dolayı camın merkezi İstanbul’da Beykoz’dur. Bu yüzden markamızı Beykoz’da kurduk Beykoz’da da çalışmaya devam ediyoruz.
Markanızın misyonu nedir?
Türk el sanatlarını en iyi şekilde, en uygun fiyatla ve en iyi kaliteyle müşterimize ulaştırıyoruz. İnşallah başarılıyızdır. Onu da müşterilerimiz taktir edecektir.
Markanızın vizyonu nedir?
Uzun vadede hedefimiz ihracat alanında büyümek. İç pazarda zaten oldukça hakim bir firmayız ama ihracat olarak da dış pazarda büyümek istiyoruz. Hem ülkemize katma değer yaratmak hem de Türk el sanatlarını bütün dünyaya tanıtmak istiyoruz.
Markanızın ürün kategorilerinde neler var?
Heykel ve aksesuar ürünlerimiz var. Biz bunlara gümüş kaplama yapıyoruz. Cam ürünlerimiz var. Cam ürünlerde bir ev için lazım olan her şeyi bulunduruyoruz. Cam meyvelikler, vazolar, mumluklar, küllükler ve bardak takımları var. Amacımız bir evde bulunun her türlü cam aksesuar ve mutfak eşyasını çeşitlerimiz içerisine katmak.
Ürünlerinizin desen ve tasarımlarına nasıl karar veriyorsunuz?
Tasarım ve desenlerimizi seçerken eski ecdadımızın yaptığı Osmanlı ve Selçuklu tarihi eserlerindeki motifleri kendimize örnek alıyoruz. Amacımız burada öncelikli olarak Türk el sanatlarını cam üzerine işleyerek hem bir katma değer yaratmak hem de bu sanatın devamlılığını sağla
Pazarda kalite ve performans açısından nasıl olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Pazarda kalite olarak iddialıyız fakat bizim malımız çok kaliteli olsun gerekirse çok da pahalı olsun derdinde değiliz. Biz ürünümüzün hem kaliteli hem ucuz olarak müşteriye ulaşmasına gayret ediyoruz. Bizim için kalite en olmazsa olmazımız çünkü sattığımız ürünler ucuz değil, üzerinde altın ve gümüş işlemeler var. Dolayısıyla müşteri ürünü büyük paralarla aldığı için biz ürünün tamamen hatasız olduğundan emin olmalıyız. Bu yüzden kalite bizim için çok önemli.
Pazardaki konumunuz nedir?
Pazarda Osmanlı el sanatı bundan 20 sene önce daha yoğun satılıyordu fakat bir 10 sene kadar önce bu işler biraz daha yavaşlamaya başladı ve insanlar bu işten çıktılar. Biz hala bu işte bir pazar olduğunu düşünüyorduk ve bazı aktörlerin pazardan çıkması bana bir fırsat gibi gözüktü ve bu fırsatı değerlendirmek istedim açıkçası. Günün sonunda moda bir döngü. 10 senede bir kendini tekrarlıyor fakat çok kısa sürede tekrar kendisini tüketiyor. Sanırım tekrardan biraz yavaşlamaya başladı.
Katıldığınız fuarların marka imajına nasıl bir katkısı oluyor?
Çok katkısı oluyor. Orada yeni insanlarla tanışıyoruz ve yeni müşterilere ulaşıyoruz. İşimizi ciddi yapan bir firma olduğumuzu ispatlamaya çalışıyoruz.
Müşteri iletişimini nasıl sağlıyorsunuz? Sosyal medya faaliyetleriniz var mı?
Sosyal medya konusunda biraz geride kaldık diyebilirim. Bu konu benim eksikliğim. Kendim de sosyal medya kullanmıyorum. Yüz yüze iletişime daha çok değer veriyorum. Firmamızı tanıtabilmek için müşteri ziyaretleri yapıyoruz. Türkiye’nin her yerini dolaşıyoruz. Dünyanın farklı ülkelerine gidiyoruz. Mutlaka her ay en az 5, belki 10 şehrine gidiyorum. Sürekli müşteri ziyareti yapıyorum. Kısaca tanıtım için bunları yapıyorum. Sosyal medyada biraz gerideyim. İnşallah ikinci nesil arkamdan geldikten sonra bu açığı kapatacaktır diye düşünüyorum.
Kimlere satış gerçekleştiriyorsunuz? Hedef kitleniz kimlerdir?
Hedef kitlemiz muhafazakar kesim çünkü kendisine modern diyen kesim artık Osmanlıyla ilgili bir şey görmek istemiyor. Milli ve dini duyguları biraz daha yüksek olan bir kesimi hedefliyoruz. Aslında neden böyle ben de bilmiyorum çünkü atalarını sevmek için illaki dindar olmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Bizim ürünlerimizi yeni nesil çok tercih etmiyor fakat 40 yaş üzeri kişiler özellikle kadınlar bizim ürünlerimiz daha fazla tercih ediyor.
Hangi SES grubunu hedefliyorsunuz?
Bir sene öncesine kadar her gelir grubuna farklı kategorilerle hitap edebiliyorduk fakat pandemiden sonra gelen zamlardan itibaren çok düşük gelirli insanların bu ürünlere ulaşabildiğini çok sanmıyorum. Asgari ücretin 17 bin lira olduğu bir ülkede bizim sattığımız salon takımının fiyatı minimum 12 bin liradan başlıyor. Bu da onların bu ürünlere ulaşmasını zorlaştırıyor. Yani artık orta ve üst gelir grubuna hitap ediyoruz. Şunu söylemek istiyorum sattığımız her üründe bu geçerli değil. Mesela çay fincanı seti satıyorum, onu düşük gelirli müşteri de alıyor fakat aksesuarda eskisi gibi düşük gelirli gruba hitap edemiyoruz.
Türkiye’nin hangi bölgelerinde daha çok satış gerçekleştiriyorsunuz?
Ankara’nın doğusunda ve İstanbul’da daha çok satış gerçekleştiriyoruz. Biraz da sattığımız ürünlerden dolayı olsa gerek. Ege bölgesi ve Marmara bölgesinde, bursa ve İstanbul hariç çok satış olmuyor.
İnternet üzerinden satış yapıyor musunuz?
Bizim devamlı müşterilerimiz telefon aracılığı ile bize sürekli sipariş verirler fakat biz perakende satış yapmıyoruz. Bize online üzerinden ulaşan çok insan oluyor fakat kendilerine kibarca bayilerimizi korumak adına perakende satış yapmadığımızı, eğer bizim ürünlerimizden almak istiyorlarsa onları en yakın bayilerimize yönlendiriyoruz. Onlarda bunu anlayışla karşılayarak bayilerimizden tedarik ediyorlar.
Pazarda rakipleriniz var mı? Rakiplerinizden nasıl farklılaşıyorsunuz?
Var, hatta fazlasıyla var. Kimisi kendini çok üst konuma koyup afaki fiyatlarla müşterinin karşısına çıkıyor ve karşılık bulamıyor. Kimisi de kaliteyi hiç göz önünde bulundurmadan sadece düşük fiyatla müşterinin karşısına çıkıyor. Bence bu da kabul görmüyor. Biz olabilecek en iyi kaliteli ürünü en makul fiyatla müşteriyle buluşturmaya çalışıyoruz. Bu yüzden kendimizi diğer firmalardan bir adım önde görüyorum. Ürünler olarak mutlaka farklılaşmaya çalışıyoruz ama neticede beslendiğimiz köken aynı. Osmanlı, selçuklu ve islam sanatları. Beslendiğimiz köken aynı olduğu için benzerlikler olabiliyor.
-anladığım kadarıyla kalite ve fiyat konusundan daha çok farklılaşmaya çalışıyorsunuz.
Evet öyle
-teşekkür ederim o zaman benim sorularım bu kadardı.
Ben teşekkür ederim.

