Lider Kozmetik, üretim hayatına aerosol alanında başlamıştır ve kökleri de 1978’e
dayanmaktadır. Kozmetik kişisel bakım, ev ve araba bakım ürünleri, insektisit gibi hızlı
tüketim sektörünün en önemli kategorilerde ürün yelpazesi bulunan bir markadır.
Merhaba Tanzer Bey, öncelikle zaman ayırıp burada sorularıma cevap vereceğiniz için çok teşekkür ederim. Bugün sizinle Lider Kozmetiğin kuruluş hikayesi hakkında ve Türkiye pazarında bilinen markanız olan Green World’e dair çeşitli sorular adına buradayız.
- Lider Kozmetik gibi köklü bir markanın en başında güçlü stratejiler ve düşüncelerle inşa edildiğini aslında hepimiz tahmin etmekteyiz. Bu bağlamda bizlere Lider Kozmetiğin kuruluş hikayesinden bahsedebilir misiniz?
- Merhaba ismim Tanzer Köse Lider Kozmetik A.Ş. firmasında genel müdür ünvanı ile çalışmaktayım. Öncelikle ayaklarınıza sağlık hoş geldiniz. Bizlere bu fırsatı verdiğiniz ve Lider Kozmetik ailesini tanımak istediğiniz için teşekkür ederim. Tabi ki Lider Kozmetik kuruluş hikayesi çok enteresan bir şekilde başladı. Esasında biz aile olarak otomotiv sektöründen gelmekteyiz. Uzun yıllar otomotiv sektöründe hizmet verdik. Sonrasında 1995’li yıllarda konjonktürün bizi biraz daha farklı kanallara itmesiyle birlikte kendimizi kozmetik sektörünün içinde bulunduk. Esasında biz kozmetik sektörüne başlarken de oto kozmetiği üzerine başlamıştık çünkü bizim geçmiş aile mesleğimiz otomotiv sektörüydü. Oto kozmetiği ile başlayan bir serüven oldu. Sonra oto kozmetiğindeyken uzun yıllar baktık ki, kozmetik işi de bize biraz daha esasında zevkli ve heyecanlı geldi çünkü nasıl bir hanımefendi kendine makyajıyla kokusuyla mutlu hissederse araçlarda bizim için öyleydi sonra biz bunu kalktık biraz daha kişiselleştirdik. Oto kokusuyla başlayan serüven kişisel parfümlere ve oda kokularına döndü. Biz Lider kozmetik olarak esasında bunu biraz da benimsemiş olduk. Biz insanları güzel kokuyla, güzel ürünlerle biraz daha güzelleştiririz dedik. Lider kozmetiğin kuruluş hikayesi de böyle oldu. Köseoğlu Otomotivle başlayıp Lider Kozmetikle şu an da devam ediyoruz.
- Sizin de bahsettiğiniz üzere her markanın da yaşamış olduğu gibi aslında kuruluş hikayesinde bazı belli başlı adımlar atıldığını ve sürece başladığını dinlemiş olduk. Bu süreç içerisinde ise Lider Kozmetik’in geçirdiği zorlu süreçlerden ve bu süreç içerisinde nasıl bir yol izlediğinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
- Biraz önce de bahsettiğimiz gibi hakikatten bizim içinde zor oldu çünkü sonuçta Lider Kozmetik ailesinin doğuş veya kuruluş felsefesinde kozmetik yoktu. Biz tamamen buraya konjonktürün ve hayat şartlarının bizi getirmesiyle geçiş sağladık. Çok zorlukla çektik çünkü bu branş altında çok fazla bir bilgi birikimimiz yoktu. Bunları öğrenene kadar çok zorluklar yaşadık ama her şeyin başında mücadele etmek azmetmek gerekiyordu. Dünyanın birçok ülkesinde ziyaretlerde bulunduk. Birçok fuarlara katıldık. Tabi bunu tek başımıza yapmadık. Ciddi bir ekibe, ciddi bir kadroya sahip olduk çünkü bunların hiçbirini tek başımıza yapma şansımız yoktu. Bu işin başının altında bu zorlu süreçleri geçmemizin sebebi ekiplerdi ve kaliteli mal yapmaktı. Bizler bunu yaptık. Çok şükür buralara kadar da getirdik ama hakikatten hem şahsım hem ailem burada çok mücadele ettik. Ben emeği geçen herkese bu konuda da minnettarım. Rekabetin bol olduğu, tedariklerin bol olduğu bir sektör. Birçok dalda birçok firmanın ürettiği ürünler var. Müşteri bir tane ama üretici çok fazla bu bağlamda zorlu süreçlerle bugüne kadar geldik.
- Bizlere kozmetik sektörünün kalabalık olduğundan ve zorlu süreçleri de atlatırken ekiple ve mücadeleyle atlattığınızı ve de şu an ki konumunuza geldiğinizden bahsettiğinizde açıkçası bu yaşanmış zorlu hikayeler merak uyandırdı. Bizlere bir zorlu sürecinizi anlatabilir misiniz?
- Tabii, hiç unutmam bir gün Afrika, Gana’dan olması lazım bir e-posta geldi. Ürünleriniz aktı ve bozuldu şeklinde. Bir anda çok büyük panik olduk. O zamanlarda ihracata yeni başladığımız dönemlerdi. Yanlış hatırlamıyorsam 2000’li yılların başıydı. O kadar canımız sıkıldı ve moralimiz bozuldu ki, tabi heyecanımızın da gitmesini istemiyorduk. Çünkü o zamanlarda bir konteyner malın bozulması, patlaması, ürünle alakalı bir sorun yaşanması hem bizim prestijimiz açısından çok etkileyecekti hem de olaya bakış açımız değişecekti. Acaba yapabilir miyiz, yapamaz mıyız? şeklinde. Sonrasında bir arkadaşımla beraber atladık uçağa Gana’ya gittik. Tabi adam bizi çok ciddi ve hararetli bir şekilde karşıladı. Ne olacak,ne bitecek, böyle oldu, şöyle oldu şeklinde. Pekâlâ, ben ürünleri görmek istiyorum dedim. Ürünleri gördüğümde öncelikle rahatladım. Çünkü şunu gördüm, normalde bizim kolilerimizin üstünde en fazla 8 sıra dizebilirsiniz diye bir ibare mevcut fakat bir baktım, hangar 14 metre ve kolileri basamak basamak halinde en arkada koli 18 sıra üst üste konulmuş ve alttaki 2-3 koli de taşıyamayacağı için akmış ve o akmanın tamamına ürünün bozukluğuna sebebiyet verilmiş. Böyle bir anım olmuştu. Buradan Gana’ya ürün kontrol etmeye gitmiştim. Malum her şey olabilir tabi ama o anda ki heyecanı hiçbir zaman unutamam.
- Bu anlatmış olduğunuz hikâyede, markanın zorlu süreçlerindeyken vazgeçilmemesi gerektiğinin ve soğukkanlı bir şekilde hareket edilmesinin önemini gördük. Lider Kozmetik’in zorlu süreçlere karşı izlemiş olduğu yollarla birlikte açıkçası aynı zamanda Türkiye pazarında da tanınan alt markanız da merak uyandırdı. Green World’ün nasıl ortaya çıktığından ve bu markanın da eğer yaşamış olduğu zorlu süreci varsa bahsedebilir misiniz?
- Green World markasının oluşumu çok enteresan. Biz Lider Kozmetik’i kurduğumuzda, marka tarafında, nasıl bir markayla yola çıkalım, nasıl bir markayla lansman yapalım şeklinde çok bir hazırlığımız yoktu. Bir gün, çok enteresan gelecek size, çay bahçesinde, kafe gibi bir yerde arkadaşlarımızla, aile bireyleriyle, pazarlama departmanından sorumlu arkadaşlarımızla oturuyoruz. Orada otururken kafamı kaldırdığımda hiç unutmam kafenin adı Green Cafe’ydi. O isimden yola çıkarak, green, yeşil nereye satacağız dünyaya satacağız. Hedeflerimiz var, dünya lideri olalım, ihracat yapalım şeklinde düşünerek Yeşil Dünya oldu ve biz bununla hakikatten bu markayla çok başarılı işler yaptık ve halihazırda da yapıyoruz. Kozmetik ürünler genelde daha çok sentetik, kimyasal ürünler olarak adlandırılır. Fakat biz, yarı organik veya daha çok vegan ürünler yaptığımız için Green World markasıyla eşleşmiş oldu ve aşağı yukarı 25-27 yıldır biz bu markayı kullanıyoruz. Zorlu süreçleri sorusuna gelecek olursak aslında çok zorlu süreç yaşamadık. Green World piyasadan kabul gördü çünkü hem ismiyle hem de Lider Kozmetik’in Green World’e yapmış olduğu yatırımla, yatırımı da çok fazla açabiliriz, marka yatırımı, medya yatırımı şeklinde de olabilir ama biz biraz daha burada en iyi fiyata en iyi ürünü satma gibi bir stratejiyi belirledik. Green World’ de hakikatten en iyi fiyata en iyi ürünü verme yolunda gayet başarılı oldu.
- Green World’ün çıkış hikayesi, süreci etkileyiciydi ve aklıma da bir soruyu getirdi. Bana sizin bu cevabınıza dayalı olarak Lider Kozmetik’in yaşadığı zorlu süreçlerinden ve Green World’ün sürecinden, her markanın kendine göre belki zorlu belki de güçlü süreçlerinin olduğunu düşündürttü. Bu yaşanan farklı süreçlere göre de markaların kendine has kimlik ve kişiliklerine göre oluşan yaklaşımlarıyla ilerlendiğini düşünmekteyim. Bu noktada Lider Kozmetik ve Green World’ün logolarını, renklerini ve ürün ambalajlarını seçerken nasıl bir yol izlediğinizi anlatabilir misiniz?
- Çok güzel bir soru, gün geçtikçe esasında daha da zorlaşıyor çünkü bazı şeyler artık bizler belirlemiyoruz tüketici daha çok belirliyor. İşte ürünün ambalajından, kullanımından, kapağından, renginden, kokusundan biraz daha artık onlar bizlere yön veriyor. Bu bizim içinde daha zor oluyor. Çünkü memnun etmek zorundayız ve daha rahat anlatabilmek adına; insanlar 10 lira verip 100 liralık hizmet bekliyor. Bu bizlerin işini de zorlaştırıyor. Fakat firma olarak geçmiş 30 yılımızın tecrübesine istinaden burada diğer firmalara nazaran kendimizi şanslı hissediyoruz. Çünkü müşteriyi iyi sezinleyebiliyoruz. Piyasanın taleplerini kontrol altında tutmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda müşteriye karşı bir kaynaşmamızda var. Geçmiş yılların bütün birikimleri, müşterinin bize olan inancı, güvenci, tevazusu hat safhada diğer meslektaşlarımıza veya sektördeki diğer kozmetik firmalarına nazaran Lider Kozmetik ön planda devam ediyor. Bu noktada da Green World’ün logosu ve renkleri için de, logonun yuvarlak olması dünyadan, yeşilde, doğanın rengi olsun ve de içinde de yeşil yaprak sembolü olsun şeklinde yıllardır bu şekilde gidiyor. Tabi arada küçük değişiklikler yapıyoruz ama çok fazla ismi sebebiyle ve talep görüp beğenilmesi sebebiyle değişiklik yapmıyoruz. Green World’ün logosu içinde, hiç unutmuyorum, bir akşam saatiydi, yüzlerce logonun içinden bu logoyu seçtik. Çok da başarılı oldu. İnşallah da böyle devam eder. Lider Kozmetik’in logosunda yer alan renkler ve lotus çiçekleri için de doğadan esinlenerek, yeşil, mavi renklerine yer verdik. Biraz da kozmetiği anımsatsın istedik çünkü kadınlara da hitap ettiğimiz içinde diğer tüm renklerle bütün oluşturduk. Bu bizim 2. logomuz ilk çıktığımızda farklı bir logomuz vardı o daha böyle keskin hatlara sahipti. Bu logo da aşağı yukarı 2000’in başlarında, hayatımıza girdi. Bu da çok ciddi bir tevazu gördü o lotus çiçekleriyle biz bir başarı elde ettik. O keskin hatlardan daha cana dokunan, doğayı, havayı, yeşili gösteren bir logo yapmak istedik.
- Marka kimliğinin bahsetmiş olduğunuz gibi müşterilere göre hareket ederek gerçekleştirildiğini ve tüm bu marka kimliğini belirlemenin yanı sıra da marka kişiliğinin de tüketicilerin markayı nasıl algıladıklarını ve markayla nasıl bir ilişki kurduklarını da etkileyecek şekilde önemli olduğunu söyleyebiliriz. Sizlere röportaj öncesinde de marka kişiliklerinden bahsetmiş olmam üzerine, bizlere Lider Kozmetik için ve Green World için nasıl bir insani kişilikleri olduğundan ve müşterilerine nasıl seslenen bir marka olduğundan bahsedebilir misiniz?
- Lider Kozmetik esasında özeline geldiğinde son yıllarda hızla büyüyen şirketlerden bir tanesi ama bunun altında şu yatıyor biraz önce de belirttiğim gibi biz aile şirketi olma münasebetiyle çok hızı kararlar alabiliyor, piyasayı çok iyi domine edebiliyoruz. Çok iyi kokluyoruz. Bu pazar çalışmaları ise bu bağlamda çok büyük faydası oluyor. Müşterimizle, bayilerimizle ve toptancımızla çok iç içeyiz. Onlarla sık sık görüşmeler yapıyoruz ve dinliyoruz. Söylenenlere kulak asıyoruz. Biz evet üretici olabiliriz markanın sahibi olabiliriz ama hiç bu gözle bakmıyoruz. Markanın sahibi biz değiliz, markanın sahipleri ortaklarımız, çalışanlarımız. Hepsiyle karar alırsak başarıyı elde etmiş oluyoruz. Bugüne kadar da böyle geldi bundan sonra da inşallah bizden sonraki kuşaklarda da böyle devam eder ama biz bunun karşılığını aldığımızı söyleyebilirim. Meslektaşlarımız içinde, Lider Kozmetik belki en genç, kozmetik sektörünün faaliyet gösteren firmalarının içinde ama bugüne geldiğimiz noktada baktığımızda bizden kat kat daha uzun süredir bu işi yapan firmaları biraz daha geçmiş durumdayız çünkü her zaman söylediğim gibi çok mücadele etmek, sabretmek bu işin bence en büyük başarılarındandır. Bu işi ortak olarak görmek bence başarının en büyük ödüllerinden bir tanesi. Marka kişiliği için vermiş olduğunuz kişilikler arasından yetkinlik olabilir. Marka dediğimizde, ne ucu var ne sonu var, marka bir bebek gibi sevdikçe veya suladıkça meyve veren bir ağaç gibi. Yani marka sonsuz bir kavram, onu desteklemek ve sevmek lazım. Bence bir şekilde marka olunabilir fakat bence olmak değil orada kalabilmek en büyük başarı. Biraz önce de bahsettiğimiz gibi tüketici affetmiyor, hepsi en iyiyi en ucuza almaya gidiyor. Çünkü şartlar ona göre, rekabet hat safhada o yüzden markanın biraz önce bahsettiğimiz gibi olmak değil orada kalmak çok önemli.
- İlk sorumdan bu soruya gelene kadar aslında marka kişiliğiniz hakkında bir fikrim vardı ve son verdiğiniz bu cevaba dayalı olarak fikrimi de desteklemiş oldunuz. Lider Kozmetik, dünyada kozmetik alanında yetkin bir marka olarak yer almakta. Son soruma gelecek olursam, marka kişiliğiniz ve kimliğinizle pazarda ön planda olmak, rakiplerinizden ayrışmak, Lider Kozmetik ve Green World için gelecek adına gerçekleştirdiğiniz çalışmaların neler olduğundan kısaca bahsedebilir misiniz?
- Pandemiyle başlayan bir süreç var, pandemi hayatımızı çok değiştirdi. 2021 ile başlayan ticari bir hayat oldu. Resmen 2021 öncesi ve sonrası oldu. 2021 öncesinde biz, biraz daha fiyatla, ambalajla ticaretimizi yönlendiriyorduk ama artık 2021’den sonra konjonktürün değişmesiyle, pandemi insanların hayatında bir şeyleri değiştirdi. Şimdi biraz daha televizyon reklamları, sosyal medyada Instagram, Facebook, LinkedIn gibi çünkü oralarda kullanıcılar arttı ve ciddi rekabet olması sebebiyle o mecralarda yer alarak, Influencerları kullanarak bu şekilde markamızı desteklemeye çalışıyoruz. Geldiğimiz Konjonktürde de fena değil, bunlarında karşılığını alıyoruz. Başta da söylediğim gibi marka ne verirsen alıyor. Ne yatırırsak markayla beraber o da gidiyor. Umarım karşılığını alırız, umarım hepimiz için gelecekte iyi bir marka olmuş olur ve iyi bir şirketi 3. Kuşağa bırakmış oluruz. Bundan sonraki hayatta da herkese ben başarılar diliyorum.
- Tekrardan, zaman ayırıp burada röportajı gerçekleştirdiğimiz için ve cevaplarınız için çok teşekkür ederim.
- Ben teşekkür ederim, ayaklarınıza sağlık, her zaman bekleriz. Bir gün size tesisimizi de gezdirmek isterim. Belki oradan görseller alırsınız, videolar çekersiniz. Sizler gibi genç, dinamik, güzel insanlara destek olmak için sabırsızlıkla bekliyoruz.
- Davetiniz için çok teşekkür ederiz.
- Muhabir: Beril YAŞAR
