“Bir hayalin olduğu zaman o hayali gerçekleştirmek için adım atmalısın. İlla o adımı atığın zaman o hayal gerçekleşecek diye bir şey yok, ama adım atmak önemli. Uzun vadede olur, kısa vadede olur aralarda başarısızlıklar olur önemli değil. O başarısızlıkları okuyabiliyorsan sana bir şey öğretir.”
Serkan Raşa, İsviçre’nin Lozan kentinde yaşayan altı buçuk yaşındaki kızına kalıcı ve her zaman hatırlanacak bir hediye vermek için İstanbul’dan Lozan’a kadar 3240 Km yürüdü. Yürüyüş hem kızı için unutulmaz bir hediye hem de kendi dünyasında Serkan Raşa’nın farkındalık yolculuğu oldu. Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencilerimiz Doğukan Seçgin, Batuhan Dişbudak ve Emre Doğanay Tonüç Serkan Raşa’nın ilham kaynağı yürüyüşünü “3240” adıyla Televizyon Programcılığı dersi kapsamında Belgesel Film yaptı. Belgeselin Danışmanlığını Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Kara yaparken Serkan Raşa’nın belgeselinin tamamına İletişim Fakültesi youtube sayfasından ulaşılabilir. Burada Serkan Raşa ile öğrencilerin yaptığı röportajın kısa bir bölümünü okuyabilirsiniz.
Serkan Raşa’yı tanıyabilir miyiz?
Serkan Raşa, 1977 İstanbul doğumlu kızını seven insanları seven doğayı seven profesyonel mesleğimde turizmci olan biridir diyelim.
Lozan’a yürüme serüvenine nasıl karar verdiniz? Karar aşamasındaki duygu ve düşünceleriniz nelerdi?
Altında yatan birkaç sebep var her insan hayatında inişler çıkışlar vardır o dönem benimde hayatımın en dip noktasıydı. Birincisi kendimi depresif halimden kurtarmak için yürümeye başladığımda kafamdaki soruların cevabını buluyorum. O zaman 6.5 yaşında olan kızıma kalıcı bir miras bırakmak istiyordum. Maddi bir şey bırakabilirsin ama bunu doğru yönetilmediğinde elinden uçar gider. Ama bu senin yönetemediğinden değil, ekonomik kriz gelir ve elindeki her şey gidebilir. O anlamda diyorum.
Ama öyle bir şey bırakmalıydım ki kızım bunu hiçbir zaman unutmasın istedim ve İstanbul’dan Lozan’a yürümeye karar verdim. Bunların birleşiminde çıkan bir projedir aslında bu. Bu projeden daha çok insan yararlansın diye de projenin ismini “çocuğun için bir şey yap“ koydum. İnsanlar belki çocuklarıyla daha kaliteli bir vakit geçirirler diye o konu hakkında bir farkındalık yaratmak istedim.
Bu kararı aldığınızda çevreniz ne gibi tepkiler verdi? Çevre genelde böyle şeyleri tuhaf karşılayan toplumdur cevabınız nasıl oldu?
İlk tepkileri manyak mısın, deli misin gibi tepkiler aldım. İnsanlar genelde korkuyla yaklaşır olaylara, ilk onlar gelir aklına. Sana değer veren insanlar koruyucu yaklaşır ve bu tepkileri verirler. Ama ben içimdeki duygularla beraber açıkladığımda kendimi, herkesin desteğini aldım. Bana güç verdi motivasyonumu arttırdı.
Ülkeleri geçerken ne gibi zorluklar yaşadınız? Zorluklar karşısında neler yaptınız?
Toplam 10 tane ülkeden geçtim Türkiye dâhil. Genel olarak bir sıkıntı yaşamadım. Ama bir defa Yunanistan ve Arnavutluk’ta ufak tefek olaylardı cidden. Yunanistan’da alkollü milliyetçi bir abimiz benim Türk olduğumu öğrenince, böyle provatif davranmaya çalıştı. Yunanistan’da insanlar genel olarak çok sıcak davrandılar. Bir defada Arnavutluk’ta diğer ülkelerden daha fakir olduğu için bir dilenci peşime yapıştı ve benle birkaç km kadar yürüdü. Para istedi ve bende şu tipime bir bak sence bende para var mıdır dedim o da gitti.
Yürüyüşte yaşadığınız zorlukları nasıl aştınız? Aşmaktaki sizin karakteristik özelliklerinden hangisi yardımcı oldu?
Birincisi bir hedef koyuyorsun ondan sonra o hedefe nasıl ulaşacağını planlıyorsun. Oraya da odaklandığın zaman doğru şekilde analiz edip ilerlediğin zaman, birçok zorluğu aşabiliyorsun, fakat senin dışında gelişen zorluklar oluşabiliyor. Doğa şartları olabilir, senin vücudunda bir zorluk olabilir, dizinde bir ağrı, belinde bir ağrı olabiliyor. Sonuçta 15 kg ağırlık taşıyorsun sırtında. Bu da sende belli zorluklar yaratabilir o zaman bırakmak zorunda kalırsın. O esnada kendini ve doğayı dinlemek lazım. O hedefe adım adım hedefe ilerlemiş oluyorsun. Ne demek bu dizin ağrıyorsa, ben şimdi 30 35 km yürüdüm ortalama ama 20 km de dizin ağrıdıysa bırakacaksın orda. Ya da hava şartları uygun değilse kenara çekip dinlenmen lazım. Durmayı bileceksin. 3240 km yürüdüm ben insanlara sorduğumda yapabilir misin diye hayatta yapamam diye tepki alıyorum, ben bakkala bile arabayla gidiyorum diyorlar. Öyle düşündüğün sürece hedefe varamazsın. Ben günlük 30-35 km yürüdüm sen 10 km yürüyerekte bu hedefe ulaşabilirsin yani anlatmak istediğim herkes yapabilir bunu.
Yürüyüşte en keyifli olay neydi?
Bir sürü maceraperestle tanıştım, bisikletle Amsterdam’dan çıkıp Pekin’e giden bir adamla da tanışmak hoşuma gitti. İtalya’da bilmem ne köyünde cafeye gittiğimde, hikâyemi duyup hesabımı ödeyen insanlarla tanıştım, bu tür keyifli olaylar yaşadım. Yeri geldi Manastırda bile kaldım. Hikâyemi duyanlar etkilendi. Hep ayakla mı geldin diye soruyorlardı.
Kızınız bu yürüyüşü nasıl karşıladı?
O zaman anlattığımda anlamadı pek, ama her oturduğumuzda kafasında oturmuş bir cevap alıyorum kendisinden. Ben 3240 km bitirdim, bitirmemiş olsam bile bu başarısızlık olmazdı, önemli olan adım atmak. Asıl hedef kızım bu olayı iyice idrak ettiği zaman ben hedefime ulaşacağım. Tahmini olarak kızım bunu 20’li yaşlarda idrak edecek.
Yürüyüş sonrası kendinizi değerlendirdiğinizde Yürüyüş öncesi Serkan ile yürüyüş sonrası Serkan arasındaki farklar nelerdir?
Dediğim gibi kızıma vermek istediğim mesajın dışında içsel bir yolculuğumdur. Tabi ki farklılıklar bakış açılarım değişti insanları da severdim şimdi daha faklı seviyorum. Doğayı eskiden de severdim şimdi doğayı daha faklı anlıyorum. Büyük bir fark var nedenleri daha iyi görebiliyorum, 2 boyutludan 3 boyutluya geçtim diyebilirim düşünce olarak. Daha farklı boyutlarda düşünebiliyorum.
Bu yürüyüşü ve Serkan Raşa’yı 3 cümle ile özetlerseniz ne söylemek istersiniz?
Doğa ile bütünleşme, ilk adım, yüce sevgi.
Böyle hayalleri olan insanlara ne önerirsin ne söylemek istersiniz?
Hayal kurmaları bile güzel. İkinci hayali gerçeğe çevirmek dönüştürmek çok zor bir şey değil. Genel olarak insanlar mükemmeliyetçi olduğu için o hayaline başlamadan hop sönüyor. Boş veriyor ve unutuyor. Bir hayalin olduğu zaman o hayali gerçekleştirmek için adım atmalısın. İlla o adımı atığın zaman o hayal gerçekleşecek diye bir şey yok, ama adım atmak önemli. Uzun vadede olur, kısa vadede olur aralarda başarısızlıklar olur önemli değil. O başarısızlıkları okuyabiliyorsan sana bir şey öğretir. Ama hayalin en başından hayal kurup ben bunu yapamam dersen hiçbir zaman olmaz bu hayal ve unutulur gider. Benim tavsiyem sizi heyecanlandıran bir olaydan gidin. Önemli olan o yola çıkabilmek. Bu kariyerle ilgili olabilir, aile ile ilgili olabilir ama oturduğun yerden hiçbir yere ulaşamazsın.
Muhabirler: Doğukan Seçgin, Batuhan Dişbudak ve Emre Doğanay Tonuç




