Kaktüs Takı’nın Kuruluş Hikayesi: Bijuteriden Kaktüsün İlhamına

Büşra Erdem ile markası “Kaktüs Takı” ile ilgili konuştuk. Kendisi, dünden bugüne Kaktüs’ün yolculuğunu benimle paylaştı.

Neden bijuteri üzerine bir marka yaratma ihtiyacı duydunuz? Neden “Kaktüs Takı” ismini seçtiniz? Kaktüs Takı’nın kuruluş hikayesi nedir?

Çanakkale’de öğrenciyken gıda ihtiyacımızı pazarla gideriyorduk, Çanakkale’nin pazarları meşhurdur. Pazarda da minik kaktüsler dikkatimi çekiyordu, her pazara uğradığımda birkaç kaktüs alıyordum. Eşim de Ziraat Mühendisliği okuyordu, evde bitki yetiştirmeye başladık ve kaktüs ağırlıklı olmaya başladı. Markayı kurmaya karar verdiğimizde ve bir isim arayışına girdiğimizde bizi en iyi yansıtan, fikrimizin duygusunu en iyi yansıtan ismin “Kaktüs” olduğuna karar verdik.

Aslında hep kendi markamızı kurma hayalimiz vardı ama bijuteri düşünmüyorduk. Öğrenciyken ikimiz de perakende şirketlerde çok çalıştık, mağazacılık çok yaptık dolayısıyla işin püf noktalarını da öğrendik ve kendi işimiz olsun düşüncesi çoktan oturmuştu kafamızda. En başında butik açmaya karar verdik çünkü biz “giyim” markası olmaya karar verdiğimizde Instagram butikçiliği çok popülerdi. Herkes Merter’den toptan bir şekilde kıyafet alıyor, Instagram üzerinden bir sayfa açıp oradan satış yapıyordu ve bize de başlarda bu çok mantıklı gelmişti.  Öylelikle kendi markamızı kurmaya karar verdik.

Merter’e geldik, gezdik dolaştık. Pek çok butikçiyi gezdik fakat henüz bir şirketimiz ya da dükkanımız olmadığı için butikçilerden elimiz boş döndük. Giyim sektöründe işlerin kolay olmayacağını anladığımızda, markamızı bijuteri üzerine kurmaya karar verdik. Bu kez rotamız Eminönü toptancıları oldu. Eminönü’ne gittik, toptan ürünlerimizi aldık. Instagram üzerinden “Kaktüs Takı” adında sayfa açtık, ürünlerimizin fotoğraflarını eklemeye başladık derken yolculuğumuz böylelikle başlamış oldu.

Markanızı kurduğunuz ilk günden bugüne kadar eminim pek çok zorlukla karşılaşmışsınızdır. Bu zorluklarla baş etme motivasyonunuz ne oldu?

Zorluklar elbette yaşadık, hala da yaşıyoruz. En başında “maddiyat” geliyor bu zorlukların. Marka yaratmaya karar verdiğimizde de kısıtlı bir bütçe ile başladığımız için bu işe belli bir süre zarfında da markamıza ayıracağımız bütçe de kısıtlı olmak durumunda kaldı. Birikimlerimizle aslında markamızı büyütmeye çalıştık çünkü öğrenciydik, hem okuyup hem çalışıp hem de Kaktüs Takı’nın devamı için elimizden geleni yapmaya çalışıyorduk.

Biz Instagram’da Kaktüs’ü açtığımız dönemde, şimdiki kadar geniş değildi “sosyal medya pazarı” dediğimiz şey. Dolayısıyla, insanlar Instagram üzerinden alışveriş yapma konusunda bugünkü kadar alışkanlık sahibi de değildi ve bu da karşımıza “güven” problemini çıkardı. Başlarda “güven” konusu en zorlandığımız konulardan biriydi. Instagram’da o dönem büyük ve bilinen markalar daha yoğunluktayken, bizim gibi küçük markalar daha azdı. Dolayısıyla kendine güvendirme konusunda ve büyük markalarla rekabet etme konusunda oldukça zorlayıcı bir sürecimiz oldu.

Satış yapmaya başladıkça, insanlar alışveriş yaptıkça ve geri bildirim sağlayınca ve bunu Instagram üzerinden paylaşınca aslında yavaş yavaş güven sağlamaya başladık. Müşterilerimiz, bir kez değil birkaç defa alışveriş etmeye başladı ve o noktada bir sadakat kurma sürecine de girmiş olduk. Baktık ki satış yapabiliyoruz, güven sağlıyoruz ve daimi müşteriler elde ediyoruz; büyük markalarla da yarışabilmek adına Instagram’a reklam almaya başladık. Böylelikle işin maddi zorluk boyutu da azalmaya başladı.

İlk siparişinizde ne hissetiniz?

İlk siparişimiz çok komikti. Eşim, bana hediye almayı düşündüğü bir kolyeyi toptan alıyor ve Instagram’a koyuyor. O zamanlar da bu tarz kolyeler yeni yeni moda oluyordu. Bilirsin sen de, “Seni Seviyorum” yazılı kolyeler. Instagram’a fotoğrafını koyduk kolyenin, birkaç gün sonra sipariş edildi DM üzerinden. Çok komik gelmişti birinin bu kolyeyi talep edebiliyor olmadı. Çok heyecanlandığımı hatırlıyorum.

Hedef kitleniz nedir?

Bahsetmiştim “Seni Seviyorum” kolyelerinden. Bizim ilk müşteri kitlemiz, bu kolye dolayısıyla neredeyse yüzde 90’ı erkeklerden oluşuyordu. Muhtemelen herkes sevgilisine hediye alıyordu. Aslında hedef kitlemiz kadın tüketicilerken başlarda erkek müşteriler oldu. Şimdiki sürece bakacak olursam kadın, erkek, 20li ve 50li yaşlara kadar geniş bir heves kitlemiz var.

Kaktüs Takı bir Instagram markasıyken artık bir dükkan da aynı zamanda. İnsanların ürünlerinizi deneyerek satın alacağı bir alan yarattınız aslında. Kaktüs Takı’nın ete kemiğe bürünme hikayesi nedir?

Biz aslında Çanakkale’de yaşıyorduk ve Çorum’a taşınma sebebimiz de zaten dükkan açmaktı. Hayalimizde hep butik bir bijuteri dükkanı olmak vardı. Maddi açıdan Çanakkale’nin bizi yoracağını farkındaydık çünkü. Amacımız dükkan açarak Kaktüs Takı’yı ilerletmek, büyütmekti. Her marka sahibine olduğu gibi, bize de pandemi engel oldu bu noktada. O süreçte satışlarımıza Instagram üzerinden devam ettik. Pandemi sonrasında ise, kendimizi toparladığımızda, pandemiden maddi manevi arındığımızda uygun bir dükkan arayışına geçtik ve  sonunda Kaktüs’ü açtık.

Kaktüs Takı’yı ete kemiğe büründürme sürecinden sonra şehir için yerel bir bijuteri markası haline geldiniz aslında. Şehrin diğer yerel bijuteri markaları ile nasıl rekabet ediyorsunuz? Sizi, onlardan ayıran özellikleriniz nelerdir?

Aslında bizim en önemli özelliğimiz; pazar bu denli genişken, sosyal medya bu denli etrafımızı sarmışken ve ürün-marka bolluğu yaşarken biz bu süreçte özgün ve kaliteli takıları daha uygun fiyatlı satmak bizim en önemli özelliğimiz diyebilirim. Elbette belirli bir kar seviyemiz var ama bu kar seviyesini çok katlayarak koymak hedefimiz genelde olmuyor. Bunun sebebi de fiyatları çok uçurmadan, insanların bizi tercih etmesini sağlamaya çalışıyoruz ki bu oluyor da. Gelen müşteriler, dışarıdan alacağı 1 takı fiyatına bizden 2 takı alabiliyor ve bu da müşterinin devamlılığını sağlıyor.

Bununla beraber, el yapımı takılar ve doğal taş takılar da tercih ediyoruz. Müşteri, uygun fiyatlı ve kaliteli ürün almak istiyor. Biz de bunu sağlıyoruz aslında.

Kaktüs Takı’nın bir dükkan olması sizce Instagram’daki satışları etkiledi mi?

Elbette etkiledi. Daha güven verici olduğunu fark ettik. Birçok kişi Çorum’dan bizi görüyordu Instagram üzerinden ama şimdi o kişiler dükkana geliyor, alışveriş yapıyor. Aynı zamanda takılarını hikayelerinde bizi etiketleyerek paylaşıyor, arkadaşlarına öneriyor. Bu sayede Instagram’da daha geniş bir kitleye hitap ediyor hale geldik.

Kaktüs Takı’nın daha bilinir olması için, markanızı büyütmek için ne gibi iletişim faaliyetleri yürütüyorsunuz?

Bahsettiğim gibi Instagram’dan reklam veriyoruz. Onun dışında, konuma dair reklam vermeyi ve broşür yaptırmayı düşünüyoruz. Bulunduğumuz konumu ve bizi anlatan bir broşür tasarım sürecindeyiz. Onun dışında Çorum FK futbol kulübü ile görüşme aşamasındayız, stadyumda loca kiralamayı düşünüyoruz. İnsanlarda merak duygusunu uyandırmayı hedef ediniyoruz aslında özünde.

Peki Kaktüs Takı bir insan olsaydı, kişiliğini nasıl tanımlardın?

Bence Kaktüs, heyecanlı ve oldukça istekli biri olurdu. Çünkü sürekli yeni, modaya uygun davrandığımızı düşünüyorum. Hailey Bieber ne takıyorsa muadilini bulmaya çalışıyorum mesela. Dinamik bir ruhunun olduğunu düşünüyorum.

Muhabir:  Dilan Yıldız